ŞEREFLE SÖYLÜYORUM Kİ! BEN DOĞULUYUM (BEN ANADOLU’YUM)

      ŞEREFLE SÖYLÜYORUM Kİ! BEN DOĞULUYUM (BEN ANADOLU’YUM)

     Doğulu veya batılı olmak! ne demek doğulu veya, ne demek batılı olmak…

Güneş doğudan doğar, batı sonradan aydınlanır, tam aydınlandım derken ise güneş batar…

     Sabahın ilk ışıkları ile güneşin aydınlattığı oda sevilir, herkes o oda benim olsun diye ısrar eder… Batı tarafında kalan odalar soğuk olur, buz keser, nihayet güneş geçte olsa o tarafa yönelir, aklında hep doğu kalır güneşin, batıdır güneşi batıran, doğudur güneşi doğduran, karanlıklara gasp eder batı güneşi, insanı da öyle değil mi?

     İlmi İrfanı doğudan alan batı, ilim ve irfanı kendisine mal eder…

Kuzeyde soğuk olur, kuzeyinde güneşle pek arası yoktur, güneş güneye meyillidir, peygamber topraklarına, Mekke’ye, Medine’ye, Kudüs’e, Kabe’yi sever, Kabe’de hicri İsmail’i, Makamı İbrahim’i, Safa-Merve arasını sever, Hacer-ul Esvedi sever, zemzem kuyularına yönelir, yönelir ihrama girmek için Kâbe’nin dışına yönelir, umredir niyeti, tavafa, sağya yönelir, cenetül bakiye yönelir, arasat meydanında onlarında kalkmasını bekler gibi, gözleri dolar o topraklara imrenir. Göçebe bir toplumdan, medeni bir topluma geçilen topraklar bu topraklar, manevi olarak cezbederken Müslümanı, yer altından fışkıran petrolü cezbeder küffarı…

     Mekke günümüz Suudi Arabistan’ın batısında bir yerde yer alırken, Yesrip diye addedilen Medine Mekke’nin kuzey doğusuna yer almaktadır. Mekkeli göçebe iken, şehrin doğusuna yapılan hicret ile Yesrip olan topraklar, medeniyet, medeni anlamlarına gelen Medine, medeniyet şehri olmuştur.

     Asrı Saadetten sonra Müslümanlar doğu medeniyetiyle dünyaya ışık olmuşlar, eserler vermişlerdir. Zamanla doğunun kültürünü, medeniyetini batıya taşıyan tüccarlar, doğunun sahip çıkamadığı değerleri kendilerinden kabul etmişler, doğunun icatlarını kendi icatları gibi dünyaya yutturmuşlardır.

     İlk insan hakları beyannamesi, Allah Resulü Efendimiz tarafından ‘Veda Hutbesi’ olarak okunmuş, aradan geçen asırlar beyannamenin tazeliğini korumuş, asrımızda da insanlığa ışık olmuştur.

     Kahire, Kudüs, Semerkant, Şanlıurfa, İstanbul, Saraybosna, Mekke, Medine, Sana, Şam öncelikli isimlerini sayabileceğimiz İslam Medeniyetine beşiklik yapmış topraklar.

     Avrupa, (Avrupa Batı Medeniyeti)

Avrupa’nın nesi var? Dinden uzaklaşanların, dinini tahrif ve tahriş edenlerin zamanla sığındıkları yerler olarak bilinir batı (vahşi batı), medeni olmaktan uzaktırlar…

Çocuklarımıza yıllarca medeniyet diye vahşi batı ve kovboy filimleri izletilerek, siyah ile beyazın mücadelesi, beyazın üstünlük kabiliyeti ve sonunda da merhametli, acıyan gibi ahlaki değerlerle suspus ettiğimiz kovboy bozuntusu ve doğuya verdiğimiz mesaj…  

     Doğunun medeniyet varlıklarının, zenginliklerinin İslam’ın ve Müslümanların eseri ve sahibi olduklarını vurgulayanları yıllarca gerici ve yobaz diye millete tanıttık…

Saraybosna’daki katliamları meşrulaştırdık, Filistin sanki İsrail toprağı imiş gibi sessiz kaldık, doğuya sürüklendik, sürüklendiğimiz yerin dışındaki yerler hep batı kabul edildi, batının Medeniyet diye yutturulan kısmı aslında, barbarlık, hakkaniyetsizlik, adaletsizlik, zalimlik, en önemlisi de Medeniyetsizlikti, emperyalist bir düşünceyi doğurdu, Siyonizm ve Siyonistler yaramaz çocuk olarak dünyanın her tarafından hükmetmeyi bir hak olarak empoze etmeye çalıştılar, kendi işlerine gelen kominizmide işleri doğrultusunda pohpohladılar.

Dünyanın dört bir yanında ezilenler, bu kahpe emperyalist ve Siyonist düzenin eseridir…

Bir kez daha diyelim ki arkadaş Güneş batıdan batar, doğudan doğar…

Şerefle söylüyorum ki ben doğuluyum ( Ben Anadolu’yum)